Hakkında Title Image

ABDÜLCANBAZ’IN DOĞUŞU, GELİŞİMİ

Abdülcanbaz'ın ilk serüveni Milliyet'te 1 Aralık 1957 günü başladı.

Turhan Selçuk, Türkiye’nin en önemli ve ilk özgün çizgi roman kahramanı Abdülcanbaz’ın doğuşunu ve gelişimini şöyle anlatır:

“Abdülcanbaz ismini Aziz [Nesin] buldu. 1953 yılında Abdi İpekçi Milliyet’e geçti. Beni de istedi. Birinci sayfada politik karikatürler çiziyorum. Yıl 1957. Milliyet’in bir sayfası yabancı çizgi romanlarla dolu. Abdi yakındı, ‘Hepsi yabancı kökenli, bir yerlisi olsun istiyorum, çizer misin?’ dedi. ‘Ben karikatüristim, çizgi roman deneyimim yok’ dedim. Israr etti.

Yaparsın, edersin derken, aklıma Aziz geldi. ‘O yazsın, ben çizeyim’ dedim. Abdülcanbaz’a böyle başladık. Ama o yıllarda Aziz sakıncalı. Adı Babiâli’de görülmüyor. O yazıyor, ben çiziyorum ama Aziz’in adı yok gazetede. Bu nedenle olacak, bir iki ay sonra romanı kesti Aziz.

Abdi ısrar ediyor, devam et, diye. Rıfat Ilgaz’dan rica ettim. O yazmaya başladı; onun da adı yazılmıyor, sakıncalı, o da bıraktı. İş başa düştü. Romana başladıktan 5-6 ay sonra hem yazıyor, hem çiziyordum. İsim babası Aziz Nesin’di, onu değiştiremedim ama karakteri değiştirdim.”


Çetin Altan da bir yazısında Abdülcanbaz’ı şahyapıt olarak tanımlar:

“Bu tür bir çizgi romanın hiç değilse öyküsünü Aziz Nesin’in yazmasında anlaşmışlardı. Böylece Abdülcanbaz’ın adını da Aziz Nesin koymuştu. Ne var ki Aziz üç ay sonunda bitirmişti öyküsünü. Turhan ise Abdülcanbaz’ın eski karakterini kendiliğinden değiştirip, çevresindeki tipleri de zenginleştirerek sürdürüp götürmüştü bir şahyapıt olan ünlü çizgi romanını...

Bütün bunları ne kadar da kanat çırpmasız bir sadelikte anlatıyordu.

Dünyadaki karikatüristler, tamamlanmış bir yapıt olarak verirlermiş çizgi roman tefrikalarını. Yoksa zaten gazeteler yahut dergiler kabul etmezlermiş tamamlanmamış bir yapıtı. Turhan ise hemen hemen günübirliğine çiziyormuş Abdülcanbaz’ı...”

  • Abdulcanbaz